6 Kasım 2014 Perşembe

DÜNYA PARA İMPARATORLUKLARI NASIL KURULDU :ROTHSCHILD ve DERİN YAHUDİ DEVLETİ

 

1800'lü yıllarda İngiltere-Fransa savaşırken birileri avucunu ovuşturuyordu.Londra borsasında hisselerini satıyor, İngiltere kaybetti" diye yalan haber yayıyordu. Herkes panik halinde şirketinin hisselerini elinden çıkarmaya başlıyordu.

Hem de neredeyse bedavaya...
Ve o sıfır noktasına üç kuruşla yaklaşan hisseleri de yalan haberi yayan topluyordu.
Çünkü, haberi almış ve sadece o biliyordu ki, "İngiltere savaşı kazanıyordu."
24 saat sonra Londra'da ele geçirdiği tüm hisseler patlama yapacak, dünyanın en zengin adamı olacaktı.

Ve dahası İngiltere'nin sahibi unvanına kavuşacaktı.
Tek başına bu operasyonu yapan kişi Yahudi BARON Rotschild'di. Ve bugün aynı BARON'un yüzlerce torunu tüm dünyada binlerce şirketin sahibi. Tam 1600 Rotschild torunu tüm dünyaya ahtapot gibi yayılmış durumda. Çakallar gibi Irak ve Suriye'ye bakıyorlar. Dedeleri gibi kandan kazanmaya, dünyanın sahibi olmaya çalışıyorlar.
Irak ve Suriye'de atılan her bomba, sahibi oldukları silah şirketlerine milyarlarca dolar kazandırıyor. Dünyadaki tüm petrol satışlarının ardında bu aile var.


Atılan her bomba petrol fiyatlarını patlatacak.
Arap ülkelerindeki kukla krallar üç kuruş kazanırken, Rotschild Hanedanı'nın o ülkelerde petrol kuyularına oturan şirketleri kursağına kadar paraya boğulacak.


Oluk oluk akan kan arttıkça, dolar basma yetkisi elinde olan Amerikan Merkez Bankası FED'e de oluk oluk para akacak.
FED'in sahibi Rotschild Hanedanı da İsviçre Alpleri'ndeki gizli mağaralarda kurduğu üslere yüzlerce yeni KASA'lar taşıyacak.
O paralarla Ortadoğu'da yeni savaşlar dizayn edilecek. Bölge kum taneleri gibi darmadağın olacak. Tüm hedef IŞİD'i Suudi Arabistan'a kadar taşıyıp, kutsal topraklarımızı bile kan gölüne dönüştürmek.
El Kaide'nin başındaki adam Suudi Arabistan'ın en büyük inşaat şirketinin sülalesinden biriydi. IŞİD'i de Suudi petrollerinden gelen gelirle finanse ettiler, CIA-MOSSAD-MI6 şeytan üçgenine kurdurdular. Şimdi Suudi Arabistan'a kadar tüm bölgeye bela edecekler, plan bu.
İngiliz casusu Suudi aşiretleri örgütleyip Mekke önüne kadar getirdi.


İngiliz subayının komutasında aylarca muhasara ettiler. Açlık ve kıtlık baş gösterdi, Mekke'de direnen kahramanlar ölümle yüz yüze geldi. "Teslim olun, sizi serbest bırakacağız" dediler.
150 bin kişi teslim oldu, içeride "Savaşacağız" diyen 50 kişi kaldı. Teslim olan 150 bin kişiyi Mekke girişinde kazdıkları dev asa kuyularda tek tek kestiler. Üç gün boyunca süren KESME işlemi sonrası toprak KAN KIRMIZIYA döndü.
Kesilen o 150 bin kişinin tamamı TÜRK'tü.
Ve de "Allah" diyen Müslümandı.
İngiliz kültürü, üç günde "Müslümanım" diyene tam 150 bin Müslüman Türk'ü kestiriyordu. Dün neyse bugün de o.
Irak'ta, Suriye'de önüne geleni kestirerek MEKKE'ye kadar sürecek BÜYÜK bir operasyonun peşindeler.
Hedefleri KABE'yi yıkmak, Ortadoğu'yu parçalamak, BÜYÜK İSRAİL'İ kurmak.


Bunun için de KAN'dan gelecek paraya ihtiyaçları var. İsrail'i, kanla beslenerek DÜNYANIN EN ZENGİNİ haline gelen Rotschild HANEDANI ile kurdular.


Ve aynı Hanedan ile büyütecekler.
IŞİD Mekke'ye sürülü tüm dünyanın ilgisini buraya çekerken, İsrail de sessizce ortada ne Gazze bırakacak, ne de Filistin.
Başa bela olan Türkiye'nin de KÜRTLERLE kucaklaşarak büyümesini, bölgeyi karıştırarak engelleyecek. Etrafımızda istikrarsız, kanın gövdeyi götürdüğü bir yangın bırakacak.
Ateş mutlaka bize de sirayet edecek.
Tüm planları bu. Ve BÜYÜK TÜRKİYE asla buna seyirci kalmamalı. Tezkere görüşmelerini dün izlerken düşündüklerim bunlardı. Evet seyirci kalamayız.
Ordusuyla kullanılan Türkiye değil, oyunları ve senaryoları bozan Türkiye olmak zorundayız. Ankara BÜYÜK FOTOĞRAFIN ve tezgahların farkında.


Tezkere, seyirci kalmamızı engelleyecek.
Türkiye, devletiyle, hükümetiyle, Ordusuyla ve MİLLETİYLE 200 yıldır bu ülke üzerinde oynanan oyunlara artık üç boyutlu gözlük takmayacak.
Gözlük takma sırası artık onlarda!!!


DEVAMI :

ANKARA RÜZGARI

Amerika en büyük silah üreticisi olarak her yıl milyarlarca dolar para kazanır! Silah satıp parasını aldığı ülkelerin başında Suudi Arabistan gelir!

Suudlar da geniş bir ailedir!
Koltuk savaşlarının hiç bitmediği yerdir!
Amerika milyarlarca dolar aldığı Suudi Arabistan'a istediklerini verirken aynısını İsrail'e de gönderir!
Hiç de fark yoktur aralarında!
Hatta son teknolojinin hakim olduğu uçakların alımı zaman zaman krize yol açtı!
Tabii YAPAY olarak! Ancak silahlar arasında İNCE bir fark vardı!
Suudlar'ın uçaklarını da ABD'li pilotlar kullanırdı!Çünkü para verip aldıkları uçakları uçuracak yetişmiş insanları yoktu!
Ama arada öyle anlaşmalar vardı ki gülmemek elde değildi!
Tabii bunun bir geçmişi vardı!
ABD tarihinin koltukta en uzun süre kalan ismi olanBAŞKAN ROOSEVELT şimdiki Süveyş kanalında SUUDailesinin temsilcileriyle bir araya geldi 4 kez BAŞKANLIKyapmayı başaran Roosevelt, o zamanlar en önemli konu olarak Arabistan'ı görüyordu!
Bu görüşmede şimdiye kadar devam eden ve hiç aksamayan imzalar atıldı!
Suudlar'ın tek bir isteği vardı!
KOLTUĞUMUZU KORUYUN!
Washington bu anlaşmayı hiç bozmadı! Günde 12 MİLYON VARİL PETROLÜN geldiği yönetimi hiç incitmedi! Çok iyi yazılmış bir oyun sahnedeydi!
Özellikle SULTAN BENDER'in göreve gelip 22 yıl Washington'da BÜYÜKELÇİ olarak görev yapması ilişkiyi KALEhaline getirmişti!
Bender çok değişik bir isimdi!
SARAY'da doğmuş, daha doğrusu doğduktan sonra saraya nüfuz etmişti! Hava Kuvvetleri'nde bulundu!
Uçağı düşürür gibi indirince yaralandı! Siyaset, entrika, istihbarat derken ELÇİLİK yaptı! Devletin kara kutusu idi! Her şeyi biliyor ve yönetiyordu!
Washington'da kaldığı yıllardan gelen bir mirası vardı!
ABD basının önemli enstrümanlarına her yıl 50 milyon dolar prim dağıtırdı!
Bu bilinen tabii! Bu nedenle istediği manşetler atılırdı!
Başkanlarla (Özellikle Bush), ikinci başkanlarla, danışmanlarla ve Pentagon'la arası çok iyi olan BENDER'in iki korkusu vardı! Bunlar da Şİİ İRAN ve SURİYE idi! Yıllarca bu iki kaleyi düşürmek için çaba harcadı! ABD BaşkanlarıORTADOĞU'nun alacağı şekli onunla konuşuyordu!
Bush, Bender'in her dediğini kabul ederdi! Zaten Dick Chaney'le ortak olmaları bunu doğuruyordu!
Belki de Bush'a "EVET!" dedirten bu ikilinin finansal konulardaki büyük işbirliğiydi!
Bender, İran ve Suriye'ye karşı örtülü operasyonlarda yer aldı! Mesela Lübnan'da Hizbullah'ı zayıflatmak için çok çaba harcadı!
Ama asıl şifre başka yerdeydi!
Bender, İslam'ın militan bir yorumunu benimseyen, ABD'ye muhalif, El Kaide'ye sempati besleyen aşırılıkçı Sünni grupları destekledi.
Ve çok büyük bir para aktarımı oldu! Arkada Washington vardı elbette!
Ama ortaya çıkan tablo ABD karşıtı bir yapıydı! Çünkü Washington görüldüğü anda BENDER'in izine ulaşılacaktı!
Oyun böyleydi!
Sultan Bender, İran'da Azeriler, Beluciler ve Kürtler üzerinde yoğun bir çalışma yaptı.
Hala da yapmakta!
Harcanan parayı kimse tam olarak bilememekte! Maliki de İran'a yakın durması yüzünden hedefindeydi! Maliki kağıt üzerinde ABD'ye sempati gösterse de aslında doğrudan İNGİLTERE'ye bağlıydı!
Zaten Maliki bütün ısrarlara rağmen kenara çekilip YUKARI çıktı ve Irak'ta İKİNCİ ADAM oldu! Şİİ KALKANINIdevirme isteği Bender'le İsrail'i yan yana getirdi! Zaten iki ülke de İRAN'ı tehdit olarak görüyordu!
AKRABALIK kaçınılmazdı!
İsrail-Filistin barışının İRAN'ın bölgedeki etkinliğini azaltacağını düşündü! Bunun için gerekeni yaptı! Aynı şekilde Arapİsrail çekişmelerinde masadaki arabulucu oldu!
Ancak basına yansıyan kısımda FİLİSTİN'in tam destekle arkasındayken, perde gerisinde İsrail'le en ince ayrıntılarda bile hem fikirdi! İmzalar aynıydı!
Gizli görüşmelerde "Bizim iki kâbusumuz var! İran'ın bomba edinmesi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'a saldırması.
Ben daha ziyade İsrailliler'in İran'ı bombalamasını tercih ederim, böylelikle onları suçlayabiliriz. Eğer Amerika yaparsa, biz suçlanırız!" derdi!

Suriye'de ortaya çıkan aşırı dinci görünümlü IŞİD'i de böyle değerlendirmeliyiz!
PARANIN nereden geldiği belli!
Elbette diğer ülkelerin de eli kolu oluşumun içinde!
Ama Bender'in çalışma biçimiyle ortaya çıkan tablo çok benzer! Şİİ SURİYE ve Esad gitmeliydi!
Bunun yanlış olduğunu da yine Bender ve İsrailli dostları birlikte gördü!
Erdoğan'ın başını çektiği DEMOKRASİ RÜZGARI bütün Ortadoğu'yu etkiliyordu! Halkların sandıkla geldiği görülünce, Türkiye'nin İÇERİDEKİ GİZLİ DEVLETİ yendiği fark edilince Ankara, ŞAM'dan daha tehlikeli hale geldi! Sandıkla gelen İHTİLALE hazır değillerdi!
Roosevelt'le olan anlaşma hemen devreye girdi!
SUUDLAR'
ın korunması gerekiyordu! Bunun için gerekirse Esad'ın yaşaması hesaba dahil edildi! Ömrü kısaltılan ve sınırlanan Esad ayakta kalabilecekti!
Öldürmeye yeltenenler ömür vermişti!
Büyük cömertlikti!
Bütün bunlar Osmanlı'dan sonra BASTIRILAN, SUSTURULAN ve KİMLİKSİZLEŞTİRİLEN Ortadoğu halklarının gelmemesi içindi! Mısır'da MURSİ, tıpkı Erdoğan gibi gelince ve onun yolundan gitmeye kalkınca hemen İNDİRİLDİ!
Para nereden geldi?

Evet!
Bildiniz!
Bölgede samimi olan, Müslümanlar'ı ve Müslümanlığı düşünen tek ülke Türkiye idi!
Kirli hesapları olmayan, BATI'ya karşı dik duran tek merkez ANKARA'ydı!
Bu en çok ORTADOĞU'daki yapay devletleri korkuttu!
Ankara'nın bölgenin kodlarına hakim olması, tarihine geri dönmesi uykuları kaçırdı!
Milyarlarca dolarla, milyonlarca varil petrolle yapılamayanı Erdoğan iki cümle ile yapıyordu!
Halkların Türkiye'ye olan sevgi inanılmazdı!
Ortaklıklarını ve İsrail'i oyuna sokan aslında Ortadoğu'nun kendisiydi!
Ankara bütün oyunları biliyor ve okuyordu!
Bu nedenle Kürt kardeşlerinin elini hiç bırakmıyor!
Bu kardeşlik ayağa kalktığı anda bölgede kimse kimseyi kurtaramayacak!
Nerede duracağı belli olmayan bir ANKARA rüzgarı esecek!
Herkes kendi planını yapıyor!
Ankara gönülden geliyor!
Kim, ne oyun kurarsa kursun Türkiye olmadan sonuç alınamaz!
Devlet bu özgüvenle ilerliyor!
Tarih kaldığı yerden yazılmaya devam edilecek!
Biraz sancı!
Olacak o kadar!
Tarih kolay yazılmıyor!

Kime mesaj verdi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün TÜSİAD'la bir araya geldi! Onları dinledi! Sonra da kürsüye çıkıp hepsinin gözlerinin içine baka baka yaşananları sıraladı!

*Bu toplantıyı nasıl okumak gerekiyordu?
*Erdoğan ne demek istemişti?
*Asıl mesele neydi?
*Satır aralarında kalan mesajları nelerdi?
*Sadece içeriye mi seslendi?
*Ve en önemlisi ne yapmak istedi?
Günlük hayatın hızlı aktığı yerlerde haliyle çıkıp bu soruları sormak ve hemen cevabını bulmak hiç kolay değildir! Bir de Türkiye'de yaşıyorsanız zatenPATRONLAR hakkında kimse olumsuz haber yapamayacağı için muhtemelen gazete ve televizyonlarİLGİLERİNİ ÇEKECEK kısımları yayınlayacaklardır! Hele başta sorduğum sorulara cevap aramak TÜRK MEDYASININ görev tanımı içine girmez!
Şimdiye kadar girmedi çünkü!
Erdoğan'ın kürsüden söylediklerine gelmeden bu toplantının çok benzeri olanına gidelim!
Gorbaçov'la birlikte RUSYA devlet düzenini askıya almış, bütün yer altı-yer üstü zenginliklerini peşkeş çekmişti!
Zaten operasyonun adı buydu! Jacob Rothschild liderliğindeki ekip Londra'dan gelmiş, Rusya'ya dalmıştı!
Soros ve Kissenger'la birlikte bütün ülkeyi talan ediyordu! Nikelden çeliğe, demirden gaza, petrolden bakıra kadar bütün madenlere el konulmuştu!
KOMİK FİYATLARA ÖZELLEŞTİRİLMİŞTİ!
Bütün zenginliklerin üstüne oturanlar da ROTHSCHILD ailesinin seçtiği isimlerdi! Ülke artık RUSLAR'ın değildi! Halk zenginliğine sadece uzaktan bakıyordu! Dışarıdan gelenler İÇERİDE TESPİT ETTİKLERİNİN üzerinden kontrolü ele almıştı! II. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük işgal buydu!
Derken seçimler oldu! PUTİN göreve geldi! Yaptığı ilk iş ROTHSCHILDLER'in seçip var ettiği BARONLARItoplamak oldu!
Beyaz masa etrafındaki toplantıda çok net konuştu! Hepsinin gözlerinin içine baka baka "Ya işadamı gibi ya da siyasetçi gibi yaşayın! Hem para kazanıp hem ülkeyi sizin yönetmenize izin vermeyeceğim! Bunu bir kez daha söylemeyeceğim! İtirazı olan varsa şimdi söylesin!" dedi.
SİBNEFT'in sahibi Berezovski Yukos Petrol'ün sahibi Mikhail Khodorkovsky. Medya devi Vladimir Gusisnky. Kara para aklama ustası Platon Lebedev ile birlikte PARA, FİNANS ve çeşitli madenlerin sahibi olan onlarca BARONoradaydı!
Evgeny Çiçvarkin ve Bilalov kardeşler de unutulmamıştı!
Birçoğu bu uyarıyı dikkate almadı!
Bildikleri yoldan gitti! Ama Putin söyleyeceğini söylemişti!
KÜRESEL SERMAYE'nin oyuncularına izin vermeyecekti! Öyle de oldu! Ya hapse girdiler ya kaçtılar ya da yola geldiler!
Kazanan Rusya olmuştu! Putin'in masada uyardıktan sonra yendiği BARONLARIN hepsi 4 ülkenin birdenPASAPORTUNU taşıyordu!
20'den fazla BARONUN yer aldığı masanın en büyük ortak noktası hepsinin aynı zamanda İSRAİL VATANDAŞIolmasıydı!
Bu, dünyadaki büyük savaşın ilk işaretiydi! İKİZ KULELER'e yapılan saldırıyla birlikte büyük mücadele başlamıştı!BARONLAR ile iki büyük devlet, yani ABD ve Rusya, kavgaya tutuşmuştu! Faiz lobisinin egemenliğini tanımayanlar ittifak yapmıştı! Ama yine de çok önemli bir aktöre ihtiyaç duyuluyordu!
Bu da Türkiye'den başkası değildi!
IMF'yi gönderen, faizle savaşan, kazanılanı bütün ANADOLU'ya yayan Erdoğan bu bayrağı taşıyordu!
Vazgeçip PATRONLARLA anlaşmadığı için de saldırıya uğruyordu! Belediye başkanlığından bu yana önüne engel çıkartılmasının nedeni buydu! PARA AKIŞINI bozacak, ülkeyi zenginleştirecekti!
YERLEŞİK düzenin oyuncuları buna karşıydı! Ama nasıl direneceklerdi?
Eski yöntemlerle!
Medya ellerinde olduğu için İSLAMCI, DİKTATÖR, ÖZGÜRLÜK KARŞITI gibi yalan yanlış manşetlerle geldiler! Yine geleceklerdi! Bitmeyecekti! Çünkü karşı taraf kaybetmeyeceğini düşünüyordu!
Dünkü toplantı da böyle bir şeydi!
Putin'in OLİGARKLARLA yaptığının bir benzeriydi! Bir yanda "ÖNCE TÜRKİYE" diyen Cumhurbaşkanı, öte yanda"ÖNCE BİZ!" diye direten sermaye!
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu bilerek kürsüye geldi! Ülkesini Londra'da CHATHAM HOUSE'larda şikayet eden banka sahiplerinin yüzüne bakarak 28 Şubat SERMAYE darbesinden girdi, GEZİ kalkışmasından çıktı!
ANANAS'ı hatırlatıp PARALEL ilişkilere daldı!
Herkes şaşırdı!
Belli ki böyle SERT sözler beklemiyorlardı! Ama son günlerde FİNANS OPERASYONU için yan yana gelenlerin buna hazırlıklı olması gerekiyordu!
Pensilvanya'ya destek verenler, İngiltere'de ülkeyi şikayet edenler, milleti ciddiye almayanlar ve söylenmese de muhafazakarları pek sevmeyenlere kürsüden mesaj yağıyordu! Çok açık uyarıydı!
Erdoğan, yani milletin seçtiği ilk Cumhurbaşkanı, millet adına "Ya şimdiye kadar olduğu gibi iş yapıp paranıza para katın! Ya da iktidarları devirmeye çalışacaksanız başınıza geleceklere hazır olun!" dedi!
Eski Türkiye özleminin başlarına dert açacağını üstüne basa basa söyledi!
İstanbul Dükalığı'nın hiç alışık olmadığı bir dildi bu!
Patronlar hala paranın da gücün de kendilerinde olduğunu sanıyorlardı!
Ama dünyadaki DENGE böyle değildi!
Yakında Türkiye daha da hızlanarak sıçrayacak!
İstanbul'un PARASI bunu durdurmaya yetmeyecek!
Devlete dayanarak zengin olanlar devlete artık başkaldıramayacak!
Oyun kurup ANADOLU'yu kenara itemeyecek!
Cumhurbaşkanlarını, başbakanları YALILARDA belirleyemeyecek!
Ancak uslu duran herkese yeterince ekmek var!
Ama DİZAYN işine soyunanlar silinecek!
Erdoğan açık ve net olarak bunu söyledi!
Putin de söylemişti! Uyum sağlayan yaşadı, aksine davranan gitti!
Bakalım dünkü sözleri kim doğru anladı!
Yakında ortaya çıkar!
Salondaki hava birkaç kişi dışında mesajın alındığını gösteriyordu!
Ayağa kalkmayan ve isteksiz alkışlarla yasak savan Cem Boyner anlamayanların başında geliyordu!
Bence Putin'e karşı tavır koyan Yukos Petrol'ün sahibi Mikhail Khodorkovsky'nin dünkü toplantıdaki ikizi CEM BOYNER'di!
Rahmi Bey ayakta alkışlarken Boyner'in tavrı gerçekten ilginçti!
Bakalım!

NOT: Nereden güç alıyorlar!
Kredi Derecelendirme Kuruluşu diye dünyayı sallayan üç büyük var!
Standart and Poors, Fitch ve Moody's... Aslında bu üçlü çok uzun bir konu! Bunlar ve arkalarındaki YAPI, finansal ağlar itibariyle çözülmeden bir şey anlaşılmaz! Bu ağ üzerinde gidemezseniz Erdoğan'ın karşısındaki bazı ailelerin gücünün nereden geldiğini de anlayamazsınız!
Bakın, BU ÜÇLÜ'nün oluşumunda pek çok ortak vardır! Say say bitmez!
Ama daha önce birkaç yazıda da belirtiğim gibi dünya genelindeki AĞ, dört ara tabela üzerinden yürür!
State Street, Vanguard, Blackrock ve FMR... Bunlar bütün büyük şirketlere olduğu gibi bunlara da ortak!
Dolayısıyla Citigroup, Bank of America, JP Morgan, Wells Fargo gibi devlerin sahipleri aynı zamanda bunların da sahibi! Gittiğiniz en uzak yerde, çıktığınız en yüksek tepede karşınıza Rothschildler çıkar! Dünkü toplantıda da onların temsilcileri vardı!
Konuşmaya bir de böyle bakın!
Erdoğan'ın aslında kimi uyardığını bir kez daha düşünün!

TAKVİM / ERGUN DİLER

**********

Rothschild Para İmparatorluğu





Kara para üzerine kurulu ‘Rothschild İmparatorluğu’ zaman içinde İngiliz ve Fransız Merkez bankaları ile Amerika’daki Federal Rezerv bankalarının sahibi olmuştur. Serveti dünya serv...etinin yarısı olarak tahmin edilen bu ailenin 1940 yılındaki serveti ABD GSMH’nın iki katı olmuştur. Dünyada tek bir Yahudi imparatorluğu kurulması amacına çalışan aile, Waterloo Deniz Savaşı, Amerikan İç Savaşı, I. ve II. Dünya Savaşlarından büyük paralara kazanmış ve Rusya’da Bolşevik Devrimi’ni finanse etmiştir. Elinizdeki kitap tarihçesi, serveti ve sahip olduğu kurumlar net bilinmeyen ailenin başlangıcından henüz Amerika’nın I. Dünya Savaşı’na katılmadığı 1940 yılına kadar olan olayları anlatmaktadır. Bu kitapta küreselleşme, AB, Birleşmiş Milletler, serbest pazar ekonomisi, çok partili demokrasi ve savaşların kimlere ve nasıl hizmet ettiğini okuyacaksınız.

Bu kitabı okuduktan sonra George Soros ve kaynağı bilinmeyen servetini, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki Turuncu Devrimleri, İkiz Kuleler, Afganistan Savaşı bağlantısını, Taliban sonrası Afganistan’da artan afyon üretimini, yandaş medya kuramlarını, yabancı fonlarca desteklenen köşe yazarlarını, İslam ülkelerinde özgürlük hareketlerini ve Büyük Orta Doğu Projesi’ni insan ister istemez tekrar sorgulamakta ve bunların yüzyıllar önceden oynanmaya başlanan bir oyunun devamı olduğunu görmektedir.

Rothschild finans imparatorluğunun kurucusu Mayer Amschel Rothschild 1812’deki ölümünde mal varlığım Yahudi ırkının yükselişi ve Dünya Yahudi İmparatorluğunun kuruluşu İçin bir vakfa devretmiştir. Bu vakfın en önemli prensipleri gizlilik, mal varlığının bütünlüğünün korunması, mirasçıları ve onların mirasçılarının mal varlığından müştereken yararlanmaları ve mal varlığının mirasçıların çoğunluğu karşı çıkmadığı sürece en büyük oğlun en büyük oğlu tarafından yönetilmesidir.

Yahudi Protokolleri olarak bilenen belgeler ile Komünist prensipler amaç ve niyet açılarından birbirleriyle aynı olup tüm dünyanın kontrolünü ele geçirmeyi amaçlarlar.
Çağlar boyunca aşağılanan ve zulüm gören İsrailoğulları güce ulaşmak için çırpınmışlardır ve artık amaçlarına ulaşmış gibidirler. İsrail oğulları artık melun Hıristiyanların ekonomik yaşamlarını kontrol etmektedirler ve güçleri siyasiler ile yaşadıkları ülkelerin yaşamlarım etkilemektedir.

Talmud Yahudilerin şeriatı ve kutsal kitabıdır. Talmud Yahudilerin dini önderleri ve hahamlarınca tanımlanan ve açıklanan medeni kanun ve din kitabıdır. Talmud gerçeği adlı kitaptan alıntı. Midrasch Talpioth (sayfa 225) der ki: ‘İsrail’in zaferi için Tanrı onları insan suretinde yarattı. Ancak Yahudi olmayanlar sadece Yahudiler tarafından gün ve gece yönetilmek için yaratılmışlardır. Ve onlar bu hizmetlerinden kurtulamazlar. Onlar hayvan ve insan suretlerinde Yahudi Kralı’nca güdülmek üzere yaratılmışlardır.

Talmud bize Hz. İsa’nın kadınların adet günlerinde anne rahmine düşmüş biri olduğunu söylemektedir. Talmud bize onun Hz. İsak’ın şeytani oğlu Esau’nun ruhunu taşıdığını, onun aptal, tam bir dolandırıcı, baştan çıkarıcı olduğunu, çarmıha gerildikten sonra Cehennem’e gömüldüğünü ve takipçileri tarafından putlaştırıldığını söylemektedir.

İlluminati bir Yahudi olan Adam Weishaupt tarafından kıta Avrupa’sı Mason Örgütü’nün bir kolu olarak kurulmuştur. Illuminati’nin amacı dünyada din, hükümet, mülkiyet ve evlilik kurumlanılın ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaç Yahudi İhtiyar Meclisi ve Yahudi Komünist Partisi’nin amacıyla örtüşmektedir.
Lionel Aylesbury’den İngiliz Avam Kamarası’na seçilmiş ancak İncil üzerine yemin etmek istemediğinden hiçbir zaman parlamentoya girmemiştir. Daha sonra bir kere daha seçimi kazanan Lionel yine aynı nedenle parlamentoya katılmayı ret etmiştir. Üçüncü seçilişinde parlamento kendisinin İncil yerine Eski Ahit üzerine yemin etmesini kabul etmiştir. Lionel Rothschild İngiliz Parlamentosu’na seçilen İlk Yahudi’dir. Yahudi Ansiklopedisi Cilt 10, sayfa 501-502 şöyle demektedir: 1885 yılında Nathan İngiliz Avam Kamarası’ndan Lordlar Kamarası’na geçerek ülkedeki Yahudi özgürlüğünü en üst seviyeye çekmiştir. 1940’larda İngiliz Lordlar Kamarası’nda melez Yahudiler dışında 60 Yahudi Lord bulunmaktadır.

Nathan Rothschild’m 1820 yılında bahsedip övündüğüne bakılırsa kendisi aile servetini beş yıl içinde 3.000.000 dolardan 7.500.000.000 dolara taşımıştır. 1848’de bu aile dışındaki tüm bankaların toplam servetleri 362.000.000 frank iken Rothschild ailesinin Paris ayağının servet toplamı 600.000.000 frankın üzerindedir.

Nathan’ın Londra merkezinde gerçekleştirdiği yılda % 500 servet artışının sürdüğü varsayılırsa ailenin Londra ayağının 1840 yılındaki serveti 100.000.000.000 dolardan fazla olacaktır. Tabii ki % 500 yıllık servet artışı sürdürülebilir bir başarı değildir. Fakat sadece % 10’luk yıllık artış ile bile ailenin Londra servetini 1840 yılında 20.000.000.000 doların üstüne çıkarmaktadır. Bu servet bu kitabı yazmamdan (1940) yüz yıl önce elde edilmiştir. 1940 yılında Rockefeller, Carnegie ve Ford firmalarının (Amerika’nın en büyük üç firması) toplam servetleri 2.000.000.000 doları geçmemektedir.
Protokol 2 ’den alıntı: Amacımıza hizmet ettiği sürece yalan , ihanet ve rüşvete devam etmeliyiz. Siyasette bize güç kazandıracak şekilde başkalarının servetlerine el koymayı öğrenmeliyiz.
Yahudiler borsadaki paniklerde kaybetmezler çünkü onların önceden haberleri vardır. Demin belirttiğim gibi panikler onlar için hasat dönemleridir.

1907 yılında ise Rothschild kontrolündeki bankalar müşterileri olan ticari bankalar ve muhabir bankalara vadesi gelen mevduatlarını geri ödemeyi ret etmişler ve bu büyük bir bankacılık krizine neden olmuştur. Rothschild bankalarından mevduatlarını kurtaramayan ticari bankalar müşterilerine ödeme yapamaz olmuş ve tüm ekonomi kilitlenmiştir. Bu olay tüm bankaların toplanarak para ve kredi piyasalarım kontrol edecek bir sistem oluşturmalarını sağlamıştır.
Sidonia (Rothschild) 1844 yılında Coningsby isimli kitapta şunları söylemektedir: Hiçbir ceza kanunu veya işkence üstün ırkın zayıf ırk tarafından yutulmasına veya yok edilmesine neden olmayacaktır. İşkence yapan karışık ve melez ırklar sonunda yok olacaklar ve saf üstün ırk yaşamaya devam edecektir.
İlk Cizvitler Yahudi’dir. Batı Avrupa’yı iliklerine kadar ürküten Rus diplomasisi de Yahudiler tarafından kurulmuş ve idare edilmektedir Almanya’da şimdi hazırlanmakta olan büyük devrim de Yahudilerin ürünüdür çünkü bu ülkedeki tüm üst düzey akademik görevleri Yahudiler ellerinde tutmaktadırlar.
1869 yılında Prag’da yapılan cenaze töreninde Hahambaşı Simeon-ben-Ihuda’nm kabri başında şöyle söylenmektedir: Diğer büyük güç medyadır. Bazı fikirleri durmaksızın tekrarlayarak medya toplumda bu fikirleri gerçekler haline getirmektedir. Ve her yerde medya bizim elimizdedir.
7. Protokol’de şöyle denmektedir: Yahudi olmayanların hükümetlerini isteklerimiz doğrultusunda ve amacımıza hizmet edecek şekilde yönlendirmeliyiz. Medyanın büyük gücü sayesinde hükümetlerin çoğu zaten elimizdedir.

Protokol 15’ten alıntı: Ölüm herkes için kaçınılmazdır. Ölümü amaçlarımıza karşı çıkanlar için hızlandırmak daha iyidir. Masonları öyle gizlilik içinde kullanmalıyız ki kardeşlerimiz dışındakiler yani kurbanlar amaçlarımızdan haberdar olmasınlar. Kurbanlar kendilerine verilen idam cezalarını fark etmeyecekler ve doğal nedenlerle öldüklerini sanacaklardır. Bunu bildiğimiz takdirde kardeşlerimiz bile amaçlarımızın karşısına çıkmayacaklardır. Amaçlarımıza karşı gelmemeleri için Masonların kalplerine kadar girmiş durumdayız. Hıristiyanları liberalizme teşvik ederken kendi halkımızı amaçlarımıza uymaya teşvik etmeliyiz.
Talmud Yahudilere “Yahudi olmayanların yaşamları Yahudilere aittir!” demektedir.
Kapitalist Sistem Piramittir..

Lobinin Başı Büyük Birader çıktı

Son dönemde İngiliz The Economist dergisi ve Financial Times (FT) gazetesi Türkiye eleştirileriyle gündeme geliyor. Dergi ve gazetenin bu eleştirel politikasının mimarlarına bakıldığında ise bu yayınların tesadüfi olmadığı ortaya çıkıyor. Türkiye’de belki de birçok kişinin tanımadığı ancak dünyanın neredeyse hakimi konumunda olan Alman kökenli yahudi aile Rothschild’ler iki yayının da etkin ortağı. Rothschild ailesi Economist dergisi de dahil 12 şirketi çatısı altında bulunduran The Economist Group’un büyük oranda hissesini elinde tutuyor. Derginin yüzde 39.1′i aileye ait. Hatta Rothschild ailesinin iki üyesi Lynn Forester Rotshild ve Sir Evelyn de Rotshild The Economist Group’un yönetiminde. Group’un yüzde 50′si ise Financial Times’ın sahibi Pearson’ın portföyünde bulunuyor. Pearson Grubu’nun borsadaki hisselerinde ise Rothschild’ların ne kadar payı olduğu bilinmiyor. İki İngiliz kökenli basın organının da yayın politikalarınınbenzer olmasının altında bu ortaklık yatıyor. İki yayın organı da Rothschildler ve paydaşlarının ekonomik çıkarlarını duyuruyorlar.

Bankacılığı Kuran Aile

Ailenin kökenleri 18. yüzyıla kadar uzanıyor. Ailenin tanınması 1744′te döviz değişimiyle uğraşan Amschel Moses Rothschild’in oğlu olan Mayer Amschel Rothschild’in Almanya’da doğumuyla başladı. Frankfurt’un Yahudi mahallesinde doğan Mayer, bir finans kurumu kurdu ve 5 oğlunu Avusturya, Fransa, İngiltere ve Napoli’ye yolladı. Asıl servet Baron Rothschild tarafından Londra’da yapıldı. Modern bankacılık sistemini kuran aile şimdi servetinin büyük bir bölümünü de petrolden sağlıyor. 1.500′e yakın ferdi bulunan ailenin toplam varlıklarının büyüklüğü tam olarak bilinmese de trilyonlarca dolar olduğu tahmin ediliyor. Aile üyeleri dünyanın en zenginler listesinde yok. Ancak sahibi oldukları şirketler düşünüldüğünde, Carlos Slim ve Bill Gates gibi isimler devede kulak kalıyor.

Siyonizmi Kurdu

Küresel çapta üne kavuşan ilk zengin Yahudi Ailesi olan Rothschild’lar, bugün dünyada Yahudi Lobisi ve İsrail’le birlikte somut yapılanmaya dönüşen siyonist görüşün de en büyük hamisi. Adı Tel Aviv’in en büyük caddelerinden birine verilecek kadar bu ülkede saygı gören Aile, İsrail devletinin kurulmasında büyük rol oynadı. Aile, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde de bir anlamda pay sahibi. Aile komşu ülkeleri sürekli finanse edip savaşa zorladı, içeride de ayaklanma çıkardı. II. Abdulhamid döneminde Aile üyeleri Siyonist Teşkilatı’nın kurucusu Theodor Herzl’i İstanbul’a göndererek, Osmanlı’nın dış borçlarını kapatmaya karşılık, Kudüs’ü istedi. O dönemde Osmanlı’nın en büyük borcu İngiltere’yeydi. Ülkenin Merkez Bankası’nın patronu da bu aileydi. II. Abdülhamid isteklerini kabul etmedi. Kısa bir süre sonra padişah Selanik’ten gelen, İttihat ve Terakkiciler’in kontrolündeki ordu tarafından bir darbeyle tahttan indirildi. Ardından İttihat Terakki yönetimindeki Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’na girerek Kudüs’ün de aralarında bulunduğu topraklarının çoğunu kaybetti.

Savaş Serveti

Ailenin bir başka özelliği de tarih kitaplarında sıkça yer buluyor. Rothschild’lar tarihteki neredeyse bütün savaşların yaratıcısı ve finansörü olarak ün salmış bir aile olarak karşımıza çıkıyor. Zaten Aile hemen her savaştan sonra servetini daha da artırıyor. Ülkeleri borçlandırıp yüksek faizle para satıyorlar. Bilinen ilk büyük örneklerinden biri Avrupa’daki Napolyon Savaşları sırasında Aile’nin tutumu. Londra’daki Nathan Mayer Rothschild, İngiltere’nin savaş masraflarını neredeyse tek başına üstlendi. Yahudi olmasına rağmen Rothschild Ailesi Hitler’in geçmişinde de önemli bir rol sahibi. Finanse ettikleri Alman I.G Farben şirketi, Yahudi toplama kamplarında kullanılan ölümcül gazları Naziler için üretti. Öte yandan İngiliz Kraliyet Ailesi’ni Çin’le savaşa ikna etmeyi başaran Lord Rothschild, bu sayede çıkarılan “Afyon Savaşı”nın ardından HSBC‘yi Hong Kong’da kurdu. ABD’nin Irak’ı işgaline yol açan Irak Savaşı’nın dışında bu ülkenin 20′nci ve 21′inci yüzyılda çıkardığı bütün büyük savaşlarda, I ve II’nci Dünya Savaşı dahil bu Aile ve kontrol ettiği paranın adı anılıyor.

***********

Yahudi olmayanların yaşamları, Yahudilere aittir 

Kara para üzerine kurulu ‘Rothschild İmparatorluğu’ zaman içinde İngiliz ve Fransız Merkez bankaları ile Amerika’daki Federal Rezerv bankalarının sahibi olmuştur. Serveti dünya servetinin yarısı olarak tahmin edilen bu ailenin 1940 yılındaki serveti ABD GSMH’nın iki katı olmuştur.

Dünyada tek bir Yahudi imparatorluğu kurulması amacına çalışan aile, Waterloo Deniz Savaşı, Amerikan İç Savaşı, I. ve II. Dünya Savaşlarından büyük paralara kazanmış ve Rusya’da Bolşevik Devrimi’ni finanse etmiştir.
Resimde gördüğünüz kitap, serveti ve sahip olduğu kurumlar net bilinmeyen ailenin, başlangıcından, henüz Amerika’nın I. Dünya Savaşı’na katılmadığı 1940 yılına kadar olan olayları anlatmaktadır. Bu kitapta küreselleşme, AB, Birleşmiş Milletler, serbest pazar ekonomisi, çok partili demokrasi ve savaşların kimlere ve nasıl hizmet ettiğini okuyacaksınız.

Bu kitabı okuduktan sonra, George Soros ve kaynağı bilinmeyen servetini, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki Turuncu Devrimleri, İkiz Kuleler, Afganistan Savaşı bağlantısını, Taliban sonrası Afganistan’da artan afyon üretimini, yandaş medya kuramlarını, yabancı fonlarca desteklenen köşe yazarlarını, İslam ülkelerinde özgürlük hareketlerini ve Büyük Orta Doğu Projesi’ni insan ister istemez tekrar sorgulamakta ve bunların yüzyıllar önceden oynanmaya başlanan bir oyunun devamı olduğunu görmektedir.

Rothschild finans imparatorluğunun kurucusu Mayer Amschel Rothschild 1812’deki ölümünde mal varlığım Yahudi ırkının yükselişi ve Dünya Yahudi İmparatorluğunun kuruluşu için bir vakfa devretmiştir. Bu vakfın en önemli prensipleri gizlilik, mal varlığının bütünlüğünün korunması, mirasçıları ve onların mirasçılarının mal varlığından müştereken yararlanmaları ve mal varlığının mirasçıların çoğunluğu karşı çıkmadığı sürece en büyük oğlun en büyük oğlu tarafından yönetilmesidir.

Yahudi Protokolleri olarak bilenen belgeler ile Komünist prensipler amaç ve niyet açılarından birbirleriyle aynı olup tüm dünyanın kontrolünü ele geçirmeyi amaçlarlar.

Çağlar boyunca aşağılanan ve zulüm gören İsrailoğulları güce ulaşmak için çırpınmışlardır ve artık amaçlarına ulaşmış gibidirler. İsrail oğulları artık melun Hıristiyanların ekonomik yaşamlarını kontrol etmektedirler ve güçleri siyasiler ile yaşadıkları ülkelerin yaşamlarım etkilemektedir.

Talmud Yahudilerin şeriatı ve kutsal kitabıdır.
Talmud Yahudilerin dini önderleri ve hahamlarınca tanımlanan ve açıklanan medeni kanun ve din kitabıdır. Talmud gerçeği adlı kitaptan alıntı, Midrasch Talpioth (sayfa 225) der ki:

‘İsrail’in zaferi için Tanrı onları insan suretinde yarattı. Ancak Yahudi olmayanlar sadece Yahudiler tarafından gün ve gece yönetilmek için yaratılmışlardır. Ve onlar bu hizmetlerinden kurtulamazlar. Onlar hayvan ve insan suretlerinde Yahudi Kralı’nca güdülmek üzere yaratılmışlardır.

Talmud bize Hz. İsa’nın kadınların adet günlerinde anne rahmine düşmüş biri olduğunu söylemektedir. Talmud bize onun Hz. İsak’ın şeytani oğlu Esau’nun ruhunu taşıdığını, onun aptal, tam bir dolandırıcı, baştan çıkarıcı olduğunu, çarmıha gerildikten sonra Cehennem’e gömüldüğünü ve takipçileri tarafından putlaştırıldığını söylemektedir.

İlluminati, bir Yahudi olan Adam Weishaupt tarafından kıta Avrupa’sı Mason Örgütü’nün bir kolu olarak kurulmuştur. Illuminati’nin amacı dünyada din, hükümet, mülkiyet ve evlilik kurumlarının ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaç Yahudi İhtiyar Meclisi ve Yahudi Komünist Partisi’nin amacıyla örtüşmektedir.

Lionel Aylesbury’den İngiliz Avam Kamarası’na seçilmiş ancak İncil üzerine yemin etmek istemediğinden hiçbir zaman parlamentoya girmemiştir. Daha sonra bir kere daha seçimi kazanan Lionel yine aynı nedenle parlamentoya katılmayı ret etmiştir. Üçüncü seçilişinde parlamento kendisinin İncil yerine Eski Ahit üzerine yemin etmesini kabul etmiştir. Lionel Rothschild İngiliz Parlamentosu’na seçilen İlk Yahudi’dir. Yahudi Ansiklopedisi Cilt 10, sayfa 501-502 şöyle demektedir:

1885 yılında Nathan İngiliz Avam Kamarası’ndan Lordlar Kamarası’na geçerek ülkedeki Yahudi özgürlüğünü en üst seviyeye çekmiştir. 1940’larda İngiliz Lordlar Kamarası’nda melez Yahudiler dışında 60 Yahudi Lord bulunmaktadır.

Nathan Rothschild’m 1820 yılında bahsedip övündüğüne bakılırsa kendisi aile servetini beş yıl içinde 3.000.000 dolardan 7.500.000.000 dolara taşımıştır. 1848’de bu aile dışındaki tüm bankaların toplam servetleri 362.000.000 frank iken Rothschild ailesinin Paris ayağının servet toplamı 600.000.000 frankın üzerindedir.

Nathan’ın Londra merkezinde gerçekleştirdiği yılda % 500 servet artışının sürdüğü varsayılırsa ailenin Londra ayağının 1840 yılındaki serveti 100.000.000.000 dolardan fazla olacaktır. Tabii ki % 500 yıllık servet artışı sürdürülebilir bir başarı değildir. Fakat sadece % 10’luk yıllık artış ile bile ailenin Londra servetini 1840 yılında 20.000.000.000 doların üstüne çıkarmaktadır. Bu servet bu kitabı yazmamdan (1940) yüz yıl önce elde edilmiştir. 1940 yılında Rockefeller, Carnegie ve Ford firmalarının (Amerika’nın en büyük üç firması) toplam servetleri 2.000.000.000 doları geçmemektedir.

Protokol 2 ’den alıntı:
Amacımıza hizmet ettiği sürece yalan, ihanet ve rüşvete devam etmeliyiz. Siyasette bize güç kazandıracak şekilde başkalarının servetlerine el koymayı öğrenmeliyiz.

Yahudiler borsadaki paniklerde kaybetmezler çünkü onların önceden haberleri vardır. Demin belirttiğim gibi panikler onlar için hasat dönemleridir.

1907 yılında ise Rothschild kontrolündeki bankalar müşterileri olan ticari bankalar ve muhabir bankalara vadesi gelen mevduatlarını geri ödemeyi ret etmişler ve bu büyük bir bankacılık krizine neden olmuştur. Rothschild bankalarından mevduatlarını kurtaramayan ticari bankalar müşterilerine ödeme yapamaz olmuş ve tüm ekonomi kilitlenmiştir. Bu olay tüm bankaların toplanarak para ve kredi piyasalarını kontrol edecek bir sistem oluşturmalarını sağlamıştır.

Sidonia (Rothschild) 1844 yılında Coningsby isimli kitapta şunları söylemektedir: Hiçbir ceza kanunu veya işkence üstün ırkın zayıf ırk tarafından yutulmasına veya yok edilmesine neden olmayacaktır. İşkence yapan karışık ve melez ırklar sonunda yok olacaklar ve saf üstün ırk yaşamaya devam edecektir.

İlk Cizvitler Yahudi’dir. Batı Avrupa’yı iliklerine kadar ürküten Rus diplomasisi de Yahudiler tarafından kurulmuş ve idare edilmektedir Almanya’da şimdi hazırlanmakta olan büyük devrim de Yahudilerin ürünüdür çünkü bu ülkedeki tüm üst düzey akademik görevleri Yahudiler ellerinde tutmaktadırlar.

1869 yılında Prag’da yapılan cenaze töreninde Hahambaşı Simeon-ben-Ihuda’nm kabri başında şöyle söylenmektedir:

''Diğer büyük güç medyadır. Bazı fikirleri durmaksızın tekrarlayarak medya toplumda bu fikirleri gerçekler haline getirmektedir. Ve her yerde medya bizim elimizdedir.''

7. Protokol’de şöyle denmektedir:
Yahudi olmayanların hükümetlerini isteklerimiz doğrultusunda ve amacımıza hizmet edecek şekilde yönlendirmeliyiz. Medyanın büyük gücü sayesinde hükümetlerin çoğu zaten elimizdedir.

Protokol 15’ten alıntı:
Ölüm herkes için kaçınılmazdır. Ölümü amaçlarımıza karşı çıkanlar için hızlandırmak daha iyidir. Masonları öyle gizlilik içinde kullanmalıyız ki kardeşlerimiz dışındakiler yani kurbanlar amaçlarımızdan haberdar olmasınlar. Kurbanlar kendilerine verilen idam cezalarını fark etmeyecekler ve doğal nedenlerle öldüklerini sanacaklardır. Bunu bildiğimiz takdirde kardeşlerimiz bile amaçlarımızın karşısına çıkmayacaklardır. Amaçlarımıza karşı gelmemeleri için Masonların kalplerine kadar girmiş durumdayız. Hıristiyanları liberalizme teşvik ederken kendi halkımızı amaçlarımıza uymaya teşvik etmeliyiz.

Talmud Yahudilere “Yahudi olmayanların yaşamları, Yahudilere aittir!” demektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder